Blog Arşivi

25 Ekim 2013 Cuma

Motosikletimizi çaldırmayalım, nasıl oluyor bu işler ...


Bu yazımda Motosiklet hırsızlığı konusunu, -hırsıza yol göstermeden- ele alacağım. Tüm motosiklet tutkunlarına faydalı olacağını umuyorum.
Paylaşacağım bilgiler resmi yada bilimsel verilere değil, yıllar boyunca edindiğim sokak tecrübelerine dayanmaktadır. Tamamı yaşanmış ve gerçek olaylardır. Yazımı kaynak göstermek suretiyle istediğiniz yerde kullanabilir, yayınlayabilirsiniz. Telif hakkı yoktur. Hayrattır.




NEDİR , NE DEĞİLDİR ?

Motosikletinizin çalınması durumunda bazı ilan sitelerine ilan vermeniz , bulana ödül teklif etmeniz,  Plakalığında çizik vardı, deposunda göçük vardı gibi şeyler son derece yersiz çabalardır. Tecübeyle sabittir ki genellikle birkaç gün içerisinde parçalanarak, motor - şasi numaraları kazınmakta , civatalarına kadar ayrılmakta, değişik lokasyonlara dağıtılmaktadır.
Dolayısıyla üzerinden günler geçmiş hala bulurmuyum ümidiyle dolanmanız yersizdir. "Şurada x varmış, bilirmiş, şu paraya bulurmuş" gibi sözlere itimat etmeyin, kimseye para vermeyin. Bu durumdan sonra motorunuzu bulabilecek tek kişi polistir. Zaten emniyet plakası ruhsatı olmayan araçları dikkatle incelemekte, teknik çalışmalarla motosikletin/araçların kime ait olduğunu bulmaktadır. Neticede her temas bir iz bırakır...

Resim silinmiş bir şasi numarasına ait, ancak silinmiş olması hiçbirşeyi değiştirmiyor, okunması için "ileri teknoloji ürünü" teknikler mevcut.


PEKİ NASIL OLUYOR BU İŞLER ?

Nasıl oluyorda 5 dakika önce yerine bıraktığınız motosikletiniz uçuveriyor? Yada sabah kalktığınızda bulamıyorsunuz ? Kimi zaman onca kalabalığın içerisinde hemde ... Aslında cevaplar son derece çeşitli..

Motosikletinizi kalabalık yada insan sirkülasyonu olan bir lokasyona bırakmanızın hiç birşeyi değiştirmeyeceğini söyleyerek konuya gireyim. Yolda yürürken bir motosiklete oturmuş orasıyla burasıyla uğraşan biri gördünüz, ne kadar süreyle izlersiniz ? Yada müdahale eder misiniz ? Cinayeti görüpte - aman abi şahit yazarlar- diyen insanlarımızın olduğunu var sayarsak çok büyük bir yüzde birkaç saniye bakıp yoluna devam edecektir. Adli bilimlerde verilen bir örnekten bahsederek bunu açıklayacağım, bir soyguncu banka soymaya karar veriyor, ancak bankanın 50 metre ilerisinde bekleyen bir polis görüyor, bu durumda soyguncunun kendi zihninde yakalanma oranı %100 olarak beliriyor ve eyleminden vazgeçiyor. Kalabalık olduğu için değil, bir polis gördüğü için... Dolayısıyla kendi halinde yürüyen insanlar onlar için tehlike arz etmez. Tek korkusu motorun sizin görüş açınızda olabileceğidir. Kısa vadeli parklanmalarda tek çare motosikleti görebileceğiniz bir yere bırakmaktır.

Aşağıda gördüğünüz resim bir habere ait: Ünlü yapımcının motosikleti Şişli'nin göbeğinde çalındı !

Lütfen şu etraftaki insan kalabalığına bakın, bir kişide dönüp bişey diyormu ...




Kameralar aracınızı korumaz !

Ne olur şu fikirden artık vazgeçin, onlarca video izledim, hiçbirinde kameradan korkanını görmedim, kamera müdahale edebilen bir varlık değil... İzlediğime göre kameralar görevi olan "kaydetme" işini yapmış demektir, müdahale değil... Resimde kilidi kırıp motosikleti düzkontak yaparak götüren bir vatandaşı görüyorsunuz.
Alın size kameralar ...


Örnekler çoğaltılabilir ...




Yaşanan motosiklet hırsızlıklarının %90 ı spontane gelişir

Yani kendi halinde ilerleyen kanına şeytan girmiş vatandaş yada vatandaşlar motorunuzu fark eder ve usulca bir yerde 5 - 10 dakika bekleyip etrafında salvolar atarlar. Genellikle araçlı olanlar 2 kişidir, ve sizin motosikletinizi görebilecekleri bir açıda, hatta yanında kendi motorları bozulmuşçasına birşeylerle uğraşıyormuş gibi yaparlar. Baktılar ki gelen giden yok birisi motosikletin üzerine oturur ve gidon kilidini iterek kasarak kırar ( inanın 10 saniyede kıranını gördüm hemde 2011 hayabusanın )  küçük motorları saymıyorum bile... Sonra motosikletin üzerine oturur varsa halat yoksa bacak vasıtasıyla ittirerek kilometrelerce giderler. Dua edelim ki yolda çevirmeye yakalansınlar...

Gidon kilidini nasıl kırdıklarına dair bir video;

Araçlarının olmadığı durumlarda ise 

Yine kilidi kırdıktan sonra , motosikleti ilk rampadan aşağı salarlar. Gidebildiği yere kadar ... Son düzlüğe yada yokuşa geldiklerinde ise herhangi bir aracın arkasına, apartman girişine park ederek araç temini için oradan uzaklaşırlar. En hafif motosiklet bile 100 kg olduğundan inanın ittirerek çok fazla uzaklaşamazlar. Hatta hatırladığım bir olayda çiğköfte almak için dükkana girip çıktığında motorunu bulamayan bir sürücünün ( artık süreyi siz düşünün ) ilk rampadan aşağı inip 50 100 metre civarındaki sokaklara baktığımızda aynı anlattığım gibi motoru bir apartman girişine, kamyonet bulunduğunda "geri alınmak üzere bırakıldığına" şahit oldum. Şanslıydı ki 20 dakika içerisinde buldu motorunu. Ve genelde motosiklet hırsızlığı vakalarının %70-80 i bu şekilde cereyan eder.

Videolara göz atalım...

Klasik bir kamyonet vakası...



Peki ya kilitler ? 

Evet o gönlümüze huzur salan demir parçaları ne işe yarar ? Motosikletini çelik halatla ön arka tekerleği birbirine bağlayan bir arkadaşımın çalınma videosunu izlediğimde, bir kamyonetle yanına geldiklerini, 190 kiloluk motoru araca yükleyip uzaklaştıklarını görmüştüm.  Olay saati gece 3-4 civarlarıydı sanırım. Burda birkaç ayrıma dikkat etmeniz gerek. Eğer gece dışarıda kalacaksa mutlaka bir yere sabitlemelisiniz. Hırsızların büyük çoğunluğu elinde keski , demir testeresi yada makasıyla gezmez. Uzun süre geçirecekse muhakkak bir yere sabitlenmeli ( ağaç, elektrik direği, kepenk gibi .. ) Hatta ilginçtir ki bu şekilde çelik halat yada zincirle dışarı bırakan dünya kadar insan görüyorum ve hiçbirşey olmuyor. Çünkü Motoru çalıp oradan uzaklaşmak için maksimum süreleri 5 dakikadır. Tabiiki hırsıza kilit dayanmaz, balyozla kırar yine açarlar ... ama dediğim gibi buna siz kendiniz karar vereceksiniz eğer taktığınız kilitlerin 5 dakikadan daha kısa sürede açılabileceğini düşünüyorsanız geçmiş olsun, davetiye çıkarmışsınız demektir. Sürekli ve gece dışarıda bırakılan durumlarda alarm kesinlikle şarttır. Burada amacınız süreyi uzatarak yakalanma algısını arttırmak, motoru kurcalamaya başladıkları anda viyak viyak ötmeye başlarsa oradan uzaklaşırlar. Alarm yoksa elinizde sadece ön tekerlek kalabilir...

Disk kilidi

Gece hariç en etkili yöntem...  Uzun süreli parklar ve gece hariç %99 koruma sağlar. İlk iki olaydan anlayacağınız gibi, birkaç saat bir yere girip işlerinizi halledeceksiniz diyelim. Üşenmeyin kendinize bir disk kilidi alın, onu takın. Bu sayede gidon kilidini kırıp motoru salarak yada ittirerek götürmelerine engel olursunuz. Ama kamyonete bindirmelerine değil.. Onunda çaresi halat ve alarm.




Araç takip cihazı

Bence en orjinal ve kesin çözüm, baktınız sabah motosiklet yok, nokta atışı gidip girdikleri delikten çıkarabilirsiniz, hatta saklandığı yere gittiğinizde birkaç vatandaşın daha motorunun bulunmasına yardımcı olursunuz , hayır işlersiniz. Yanılmıyorsam aylık 20 - 30 tl arası bir maliyeti var.



Kendimiz yapsak ??
Şarjı haftalarca giden bazı telefonlar var bkz Nokia 1100 ( 40 TL ) , Kontörlü bir simkart ( burası size kalmış ) , Aylık servis ücreti 5 TL ( AVEA ) , Çok net sonuçlar vermesede 100-150 metre çapta lokasyon bilgisini alabilirsiniz. Üstelik web üzerinden kolayca haritaya ulaşabiliyorsunuz
-Yahu onun şarjı hödö hödö demeyin arkadaşlar. Haftada 2 saat şarj edin, olmadı Aküden aparatlar yardımıyla besleyebilirsiniz...


EYVAH MOTORUM ÇALINDI !



Tecübeyle sabittir ki ilk 6 saat içinde bulunmayanlar bir dahada çok uzun zaman sonra bulunuyor ... Farkettiğiniz ilk anda hemen 155 Polis İmdat ı arayıp plaka ve renk bilgisini, nerede olduğunuzu bildirin. 5 dakika içinde birkaç ekip gelecektir zaten oraya. Hemen karakola koşmanız ne sizin işinize yarar, nede polislerin işine ... 155 i aradıktan sonra rehberinizde o an oraya gelebilecek mümkünse motorlu, değilse araçı olan kim varsa arayın bulunduğunuz yere çağırın. Bunu ortak arkadaşınız olan birine paslarsanız sizin yararınıza ( sizin yerinize telefon açsın sağa sola ) çünkü zaman daralıyor... Karakola en son gidilecek, önce etrafta yardırıyoruz...

Size tavsiyem yukarıdada belirttiğim gibi etrafınızı iyice dolanın özellikle bulunduğunuz yere en yakın yokuştan aşağı inin, ittirerek gidilebilecek kadar gidin. Apartman girişlerine , bahçelere , minibüslerin arkalarına bakın. ( bir olayda vazgeçmeyip 4 saat etrafta dolanan arkadaşım motorunu bulmuştu, şanslıydı ki onlar kamyonete atıp götüremeden bulmuştu )

Hatta kapalı yada açık farketmez otoparkları gezin ( yalan mı yok, bozuldu deyip koyana denk geldim ) Olayların %90 ının bu şekilde geliştiğini düşünürsek asla pes etmeyin, hiç olmadı binin bir ticari taksiye, paranız yettiğince dolanın, baktınız olmadı şöförün vicdanınıda ekleyin biraz daha dolanın. biraz daha ve biraz daha...